Mescid-i Aksa ve Kudüs yeniden Selahattin Eyyübi’yi bekliyor

Aslında bu hafta yeni açıklanan 2023 yılında uygulanmaya başlanacak olan  “Asgari Ücret” konusunda bir yazı kaleme alacaktım.

Çoktandır gitmek istediğimiz Kudüs ziyaretine çıkınca yazı konusunu değiştireyim, dedim.

Belki yurtdışı deyince yediklerin içtiklerin senin olsun, ama gördüklerinin anlatın diyeceksiniz.

Keşke görebilseydik, keşke anlatabilseydik.

Keşke mutluluğun resmini buraya çizebilseydik.

Ah keşke…

Keşkeler uzayıp gidecek.

Bunu sadece ben değil…

Dünyada nüfusu 2 milyara yaklaşan Müslüman âlemi görse belki bugün çok daha farklı birşeyler yazacaktık.

Hani diyoruz ya…

İki milyar Müslüman tükürse Siyonist İsrail devleti tükürüklerle yok olur.

Ama ne hikmetse o tükürükleri atacağımız zaman belki birileri para atıyor. O parayı görünce de İslam âleminde birçok liderin nutku tutuluyor.

Dut yemiş bülbül gibi susuyorlar…

Bugün İslam coğrafyasında Recep Tayyip Erdoğan gibi birkaç lider daha “one minute” diye çıkış yapsaydı, İsrail dünyada bu kadar rahat at koşturabilir miydi?

Bu sorunun yanıtı kocaman hayır!

İsrail, çok kuvvetli olduğu için değil İslam coğrafyasının basireti bağlandığı için bugün dünyada patronluk taslıyor.

Yine hatırlatalım.

İslam coğrafyasında bugün karışıklığın, kaosun nedeni, kardeşi kardeşi kırdıran bu Siyonist düşüncenin ta kendisidir.

O silah satar, o kardeşi kardeşi vurdurur.

Sonrasında size barış getiriyorum der, önce madenleri çalmaya başlar, ardından da milli ve manevi değerlerini ve sonra çalınan vatanında ancak ırgat olabilirsin.

İşte bunun adına da bazıları demokrasi der…

Neyse bu kadar girizgahtan sonra, biraz da gezimizden bahsedelim, Kudüs’ten…

Bizler Kudüs, onlar Juraselem diyor.

Ama Kudüs denince benim yüreğim pırpır atar.

Biraz nabzım hızlansa da gözyaşlarım sicim sicim gözlerimden akmaya başlar,

Onun nedeni de yüce dinimiz İslâm’ın mübarek ve kutsal mekanlarının üçüncüsü ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı yüreğinde taşıyan şehrin bugünkü durumu aklıma gelir…

Kudüs yarım yüzyılı geçen süredir 6 gün savaşları sonrasında 1967 yılından itibaren İsrail zulmünün altında…

Esir,

Boynu bükük,

Sapanın, kaleşnikoflara karşı mücadele ettiği şehrin adı.

Her karış toprağının şehit kanlarıyla sulandığı ve sulanmaya devam ettiği kentin adı…

Sadece bu kadar mı?

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Miraç’tan yadigârı Burak’la beraber gezdiği Cenab-ı Allah’ın ümmete tevdi ettiği kentin adı Mescid-i Aksa’nın bulunduğu kent Kudüs…

İşte asıl sorun bu! biz bunun farkında mıyız?

Ya da farkın da olan kaç kişi var?

En son farkında olanlar da yoksa Mavi Marmara’da şehit mi oldu?

Kudüs sadece bugün değil geçmişte de yetim kaldı.

Hem de iki kez…

Haçlı seferleri ile işgal edilen bu kent İslam coğrafyasından Selahattin Eyyubi tarafından tekrar fetholundu…

Ama fetholunmadan önce herkesin yüreği bu kentin işgalden kurtulması için yekpare olmuştu.

Kudüs ne zaman mı kurtulur? Onun cevabı şu sorularda gizli.

Eğer İslam coğrafyası  “Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da gülebilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat uyku uyuyabilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat bir yemek yiyebilir ve rahatça bir su içebilir…” sorularını kendine sorup harekete geçtiği zaman…

O zaman hem Kudüs hem bu dünyamız hem de ahiretimiz kurtulur.

İnşallah tüm dualarımız odur ki Mescid-i Aksa’da özgürce namaz kılacağımız Kudüs’te özgürce Filistin bayraklarının dalgalanacağı günlerde buluşmak olsun.

Selahaddin Eyyübilerin gelmesi tez zamanda olsun.

Artık gözyaşları dursun, aynen geçmişte olduğu gibi Kudüs ve Mescid-i Aksa ninnileriyle bebeler uyusun…

Sağlıcakla kalın.

Önümüzdeki hafta buluşmak üzere hoşça kalın…

Mehmet Yıldız

24/12/2022-Kudüs